* * *
* * *
Le Turban Vert Framed
Tamara de Lempicka
The wave
William - Adolphe Bouguereau
Le Turban Vert Framed
Tamara de Lempicka
ÖRTÜLÜ KADIN
“ Son Saat “ in anket yazarı A.Sırrı Bey, tertip ettiği anketin suallerini görderdi. Sırrı Bey’in bütün sualleri bende aynı alâkayı uyandırmadı. Onun için yalnız ikisi üzerinde duracağım!
Anket yazarı soruyor:
- Kadınları açık saçık mı, kapalı mı görmeyi tercih edersiniz ?
Sırf ahlâkı bir endişeye uyarak, kadınları mümkün olduğu kadar açık saçık görmeyi tercih ettiğimi itiraf ederim. Çıplak kadın tamamen zararsızdı. Kadın ancak örtünüp saklandığı andan itibarendir ki bir fitne ve fesat unsuru oluyor. Eski san’at, çıplak kadın heykellerinde ahlaka aykırı hiçbir mahiyet görmezdi. Bunda derin bir isabet var. Çıplak Afrodit heykeli örtülü Meryem sembolü yanında baştanbaşa safvet ve iffettir. Zira çıplak bir kadın karşısında hayalimiz harekete gelmek için hiçbir gıda bulmaz. Halbuki, “hayal” örtülü bir kadınla karşı karşıya gelince derhal mahrem örtülerin altına girer ve orada heyecan verici bir âlem yaratmaya başlar. Halbuki tahrik eden her şey gibi “örtülü kadın” da ahlâka aykırıdır.
“Kadın“ tabii unsurlarına irca edilince, sanıldığı kadar korkunç ve tehlikeli bir yaratık değildir. Erkek kadından değil, kendi yarattığı kadının elinden şu çektiği azabı çekiyor. Yüz binlerce tezgah, kadının hakiki vücudunu gizlemek için, rengârenk kumaşlar dokuyor, binlerce kimyahanede soluk dudaklarını kırmızılatmaya, sönük gözlerini siyahlatmaya, esmer yüzünü beyazlatmaya, kansız tırnaklarını pembeleştirmeye ve ona çiçeklerin kokusunu vermeye mahsus tozlar, boyalar, macunlar hazırlanıyor. Bazen bütün bu sırmalar, bu ipekler, bu boyalar da kâfi gelmiyor. Vehmi tamamlamak için gecenin karanlığı veyahat lâmba ışığının sihri lâzım geliyor. Halbuki terzi, manikür, kürkçü, berber ve kunduracı hünerinin müthiş elektriklerle yüklü bir ölüm bataryası halinde bize gösterdiği kadın, tabii halinde bir iğne iplik çekmecesi kadar zararsız ve tehlikesizdir.
Kadın açık saçık göründükçe, etinin bizim etin cinsinden olduğunu anlar ve onu sevmek ve ona hürmet etmek için cinsî cazibe dışındaki faziletlerini bulmaya çalışırız. Erkek, ipek ve sırma örtüler arkasından bakan sürmeli siyah ve derin bir gözün tılsımıyle yüreği çarptıkça, kadının dostu değil, düşmanıdır. Erkek, ancak sihir ve füsunundan sıyrılmış, yâni çıplak kadının karşısında emniyetle durabilir ve onun hakikî faziletlerini görmek için korkusuz gözünü açabilir.
“ Son Saat “ in anket yazarı A.Sırrı Bey, tertip ettiği anketin suallerini görderdi. Sırrı Bey’in bütün sualleri bende aynı alâkayı uyandırmadı. Onun için yalnız ikisi üzerinde duracağım!
Anket yazarı soruyor:
- Kadınları açık saçık mı, kapalı mı görmeyi tercih edersiniz ?
Sırf ahlâkı bir endişeye uyarak, kadınları mümkün olduğu kadar açık saçık görmeyi tercih ettiğimi itiraf ederim. Çıplak kadın tamamen zararsızdı. Kadın ancak örtünüp saklandığı andan itibarendir ki bir fitne ve fesat unsuru oluyor. Eski san’at, çıplak kadın heykellerinde ahlaka aykırı hiçbir mahiyet görmezdi. Bunda derin bir isabet var. Çıplak Afrodit heykeli örtülü Meryem sembolü yanında baştanbaşa safvet ve iffettir. Zira çıplak bir kadın karşısında hayalimiz harekete gelmek için hiçbir gıda bulmaz. Halbuki, “hayal” örtülü bir kadınla karşı karşıya gelince derhal mahrem örtülerin altına girer ve orada heyecan verici bir âlem yaratmaya başlar. Halbuki tahrik eden her şey gibi “örtülü kadın” da ahlâka aykırıdır.
“Kadın“ tabii unsurlarına irca edilince, sanıldığı kadar korkunç ve tehlikeli bir yaratık değildir. Erkek kadından değil, kendi yarattığı kadının elinden şu çektiği azabı çekiyor. Yüz binlerce tezgah, kadının hakiki vücudunu gizlemek için, rengârenk kumaşlar dokuyor, binlerce kimyahanede soluk dudaklarını kırmızılatmaya, sönük gözlerini siyahlatmaya, esmer yüzünü beyazlatmaya, kansız tırnaklarını pembeleştirmeye ve ona çiçeklerin kokusunu vermeye mahsus tozlar, boyalar, macunlar hazırlanıyor. Bazen bütün bu sırmalar, bu ipekler, bu boyalar da kâfi gelmiyor. Vehmi tamamlamak için gecenin karanlığı veyahat lâmba ışığının sihri lâzım geliyor. Halbuki terzi, manikür, kürkçü, berber ve kunduracı hünerinin müthiş elektriklerle yüklü bir ölüm bataryası halinde bize gösterdiği kadın, tabii halinde bir iğne iplik çekmecesi kadar zararsız ve tehlikesizdir.
Kadın açık saçık göründükçe, etinin bizim etin cinsinden olduğunu anlar ve onu sevmek ve ona hürmet etmek için cinsî cazibe dışındaki faziletlerini bulmaya çalışırız. Erkek, ipek ve sırma örtüler arkasından bakan sürmeli siyah ve derin bir gözün tılsımıyle yüreği çarptıkça, kadının dostu değil, düşmanıdır. Erkek, ancak sihir ve füsunundan sıyrılmış, yâni çıplak kadının karşısında emniyetle durabilir ve onun hakikî faziletlerini görmek için korkusuz gözünü açabilir.
The wave
William - Adolphe Bouguereau
Türk Klasikleri
ÜÇ ESER, Bize Göre
Gurabahane-i Laklakan
Frankfurt Seyahatnamesi
AHMET HÂŞİM
Sayfa 141,142
Sunan : Ayhan Görür
ÜÇ ESER, Bize Göre
Gurabahane-i Laklakan
Frankfurt Seyahatnamesi
AHMET HÂŞİM
Sayfa 141,142
Sunan : Ayhan Görür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder