24 Kasım 2007

Devrimler*.. Dostoyevsky/MUHAMMED/ATATÜRK

* * *
Ekim Devrimi

Proleterya Devrimi, İşçi Devrimi
"Tarihte her ne olmuşsa,
başka türlü olamadığından öyle olmuştur."
Karl Marx

"
Adamlar
haklı veya haksız,
bir sisteme başkaldırıyorlar.
Sana, bana, şuna, önüne gelene
sistemin fenalığını
anlatıyorlar.
Güçlenmeye, taraftar kazanmaya
çalışıyorlar.
Ah keşke bir de dinsiz olmasalar.
Onların dinsiz olmasında kilisenin hiç mi suçu yok?
Kilise sisteme arka çıkmasa veya en azından tarafsız olsa.
Ah Çar Hazretleri,
sarayından çık!
Kenar mahallelerde şöyle bir dolaş!
Gör ne sefalet ne çirkinlikler var.
İnsanlarla köpekler yan yana yatıyorlar.
Bir lokma ekmek için
namuslar
satılıyor.
"Umumî saadet" ha!..


Çar II.Nikolay

Kokuşmuş ve hastalık halini almış sistemi

değiştirmek dahilerin işidir.
Muhammed
sistemi
zorlayacak ve devirecek güce
erişinceye kadar putlara dokundu mu?
Sistemi ezip ayakları altına aldıktan sonradır ki
putları devirdi.
Neden?
Putlar bir semboldü.
Ben ne yaptım?
Sembolden, yani kocakarıdan (tefeci kadın) işe başladım.
Bir engeli aşmak istedim.
Ama aşamayıp gerisinde kaldım.


Dostoyevsky
1821 - 1881

Ruha Dokunan Düşünceler
hazırlayan: Esra Uluç
carpe diem Kitap




TIME, MARCH 1923
Mustapha Kemal Pasha
1881 - 1938

ULUSAL HALK DEVRİMİ

_/ 23 Nisan 192o'de kurulan
Türkiye Büyük Millet Meclisi
ile
Yaşamaya Devam Ediyor
_/
AYHAN GÖRÜR


"


NUTUK - SÖYLEV

" Bağımsızlığı için

ölümü göze alan ulus,
insanlık onur ve şerefinin gereği olan her özveriye
başvurduğunu düşünerek avunur ve elbette,

tutsaklık zincirini kendi eliyle boynuna geçiren
uyuşuk, onursuz bir ulusla


karşılaştırılınca,
dost ve düşman gözündeki yeri çok başka olur.
Sonra,
Osmanlı hanedanını ve saltanatını
sürdürmeye çalışmak,
elbette
Türk ulusuna en büyük kötülüğü yapmaktı.
Çünkü ulus,
her türlü özveriye baş vurarak
bağımsızlığını sağlasa da,
padişahlık sürüp giderse,
bu bağımsızlık güvenli sayılamazdı.
Artık yurtla, ulusla
hiçbir vicdan ve düşünce bağı kalmamış
bir sürü delinin,
devlet ve ulus bağımsızlığının ve onurunun
koruyucusu durumunda bulundurulması
nasıl uygun görülebilirdi?
Halifeliğe gelince, bunun
bilim ve tekniğin ışığa boğduğu uygarlık dünyasında
gülünç sayılmaktan başka
bir durumu kalmış mıydı?
Osmanlı hükümetine, Osmanlı padişahına ve
müslümanların halifesine
başkaldırmak
ve bütün ulusu ve orduyu
ayaklandırmak
gerekiyordu. "

Mustafa Kemal ATATÜRK


Türkiye Büyük Millet Meclisi
23 Nisan 1920

Derleyen: Ayhan Görür

Hiç yorum yok: