* * *
Dinginlik içinde gerçeklik,
Kardelen
Zihin ve Düşünce Üzerine
Rajghat, 6 Şubat 1955
Kendi düşünmemizin bütün sürecini anlamak
çok önemlidir,
bu sürecin anlaşılması
çevreden soyutlanarak
gerçekleşmez.
Çevreden soyutlanmış yaşam
diye bir şey yoktur.
- günlük ilişkilerimiz,
- davranışlarımız,
- inançlarımız,
- konuşma biçimimiz,
- insanlara saygı gösterme biçimimiz,
- kocamıza, karımıza, çocuğumuza davranış biçimimiz
içinde kendimizi gözlemlerken gerçekleşir.
İlişki, bizim düşünme biçimlerimizin ortaya çıktığı aynadır. Hakikat, ilişkinin olgularında yatar, ilişkinin dışında değil. Çevreden soyutlanmış bir yaşamda böyle bir şeyin olamayacağı açıktır. Biz dikkatle fiziksel ilişkilerin bazı biçimlerini kesebiliriz, ama zihin yine de ilişkidedir. Zihnin temel varoluşu ilişkiyi gerektirir ve “kendi”nin bilgisi, uydurma, kınama ya da onaylama olmaksızın ilişkilerin olgularını anlamakta yatar. İlişki içindeki bir zihinde belirli değerlendirmeler, yargılar ve karşılaştırmalar vardır. Bu zihin bellekteki çeşitli biçimlere uygun olarak itirazlara tepki gösterir. Bu tepkiye düşünme denir.
Eğer
zihin,
bütün bu sürecin
farkında olabilirse
düşüncenin
dinginliğe erdiğini
görürsünüz.
O zaman zihin
çok sessizdir, dingindir,
harekete geçmesini gerektirecek
bir neden
yoktur,
herhangi bir yöne doğru hareket
yoktur
ve
bu dinginlik içinde
gerçeklik
ortaya çıkar.
Zihin ve düşünce Üzerine
Sayfa: 21
Çeviren: Cengiz Erengil
Ayna Yayınları
Sunan: Ayhan Görür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder