Tolstoy
1828 - 1910
Sanat Eseri
İnsan daha önceden kimseden duymadığı ve her yönü ile ona yeni gözüken bir şeyi düşünür ya da belirsiz bir şekilde hisseder. Bu yeni şey onu etkiler ve günlük bir konuşma sırasında farkına vardığı o şeye dikkat çeker, sonra kendisi için apaçık ve belirgin olan bu şeyin başkaları tarafından görülmediğini şaşırarak görür. Onlar, onun anlattığı şeyleri görmez ya da hissetmezler. Bu çevreden kopuş uyuşmazlık başlarda onu rahatsız eder. Kendi anlayışını doğrulatmak için gördüğü, hissettiği ya da anlattığı durumları başkalarına aktarmada farklı yollar dener. Fakat ötekiler, onun onlara iletmeye çalıştığı şeyi hâlâ anlamamaktadırlar ya da hissettiği gibi anlamamaktadırlar. Ve insan bir şüpheden rahatsızlık duymaya başlar. Ya gerçekte var olmayan durumları tasarlamakta ve bulanık bir biçimde hissetmektedir ya da ötekiler görmediği ve hissetmediği ama gerçekte var olan şeyler söz konusudur. Bu şüpheyi ortadan kaldırmak için güçünü keşif yapmaya yöneltir. Öyle ki farkında olduğu şeylerin varlığı konusunda kendisi ya da öteki insanlarla ilgili en ufak bir şüpheye yer kalmamalıdır. Bu açıklığa kavuşturma işi tamamlanır tamamlanmaz ve insan artık gördüğü, anladığı ya da hissettiği şeylerin varlığı hakkında şüphe duymadığında, başkaları da birdenbire onun gibi görmeye, anlamaya ve hissetmeye başlarlar. Bu, konuya kendine ve başkalarına anlaşılır ve kesin kılma çabasıdır.
Bu insanın genelde ruhsal faaliyetlerinin üretiminden ileri gelir.
Biz, buna sanat eseri diyoruz.
Tolstoy'dan
Ruha Dokunan Düşünceler
Hazırlayan: Esra Uluç
Sayfa, 170
Carpe Diem Yayınları
Petersburg, Rusya
Derleyen: Ayhan Görür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder