Boğaziçi, İSTANBUL
Fotoğraf, Ayhan Görür
Ağustos, 2008
TİRYAKİ SÖZLERİ
Fotoğraf, Ayhan Görür
Ağustos, 2008
TİRYAKİ SÖZLERİ
- Seven için sevdiği daima gençtir.
- İnsana en güzel sıfatı fâni olarak vermişler.
- Karga ne kadar sesini değiştirse sesinden tanınır.
- İlim yalnız zekâyı değil, ahmaklığı da artırır.
- Tatlı hatıra mes'ut hayatın fâizidir.
- Altın dolu avuç, daima az çok kuvvetli bir yumruktur.
- Parasızlık hiç yalan söylemeyen kara habercidir.
- Yüzümüzdeki bugünkü gülümseme,
yarınki buruşukluğu hazırlar. - Allah'ın büyüklüğü varlığında mı, yokluğunda mı?
Kesdiremiyorum. - Din ölse bile, it canlı taassub yaşamakta devam eder.
- Din, hiç olmazsa, felsefesi olmayan zavallıların felsefesidir.
- Beşeriyet (insanlık) yalana o kadar alışıktır ki,
kabul ettirmek istediğiniz hakikati
biraz yalanla salçalamalısınız. - Avam, yalanla avutanı hakikat ile korkutana tercih eder.
- Avam, en az anladığına en ziyade kuvvetle inanır
- Avamın (halkın), her kusurundan
havas (seçkinler) mes'uldür ( sorumludur). - Avamın, şan ve şerefi yoktur;
ama şanların ve şereflerin çoğunu
avam tevcih etmiştir (vermiştir). - Yarasaya güneşi göstermek bir saygısızlıktır.
- Sürüden ayrılanı sürü sevmez.
- Akarsu ne güzel hayat dersidir:
Küçük mâniaların üzerinde köpürür;
büyüklerin yanından sesizce geçiverir. - Kanun yoktur ki, size adalet hissi verirken,
hasmınızda kuvvetin suistimali gibi görünmesin. - İşimize yarayan yalan, her hakikatten üstündür.
- İstibdat her tembel milletin kürek cezasıdır.
- Kafalar boş durdukça kalınlaşır.
- Kumarbaz odur ki, kumarı paradan çok sever.
- İnat iradenin eşekliğidir.
- Gariptir, yükü çeken manda ses çıkarmaz da kağnı inler.
- Dini yaşatan bilhassa ölümdür.
- Hayat fırtınalarında din, çok kişi için
şamandra olur. - Tam dindar yahut tam dinsiz olmak:
Her ikisi de müstesna (eşsiz) kuvvet ister. - Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür.
- Ölüme çare bulunmadıkça din ölmez.
- Bir adamın efkârını (fikirlerini)
sözleri değil, hayatı gösterir. - Kadın erkekten aslan yüreği içinde kuzu itaati ister.
- En kıymetli kadın, eşini
batan diğer kadınlardan müstağni kılandır. - Kokmuş yumurtayı ezen, kokusuna dayanmalı.
- Bizim hakikat dediğimiz beşeri hakikatlerdir, mutlak değil.
- Boş mide haykırır, derler. Biz de ilâve edelim: Dolu ağızların sesi çıkmaz.
- Parasız kalmamak istiyorsan
ihsandan (bağıştan) değil,
ikrazdan (borçtan) kork. - Yaşlıların merhamet hissi azdır;
beyin yumuşadıkça kalp katılaşır. - Hakiki san'at âşığı, hiçbir zaman siyasî bir hırs besleyemez;
onun hayelleri, her zaman
ihtiraslarına gıda-yı kâfidir (yeterli gıdadır). - Köhne (eskimiş) fikirler paslanmış çivilere benzer;
söküp atmak çok güçtür. - Koyunlarını korumak isteyen çiftçi,
ağılın kokusunu kurda duyurmaz. - Dostunu hemen ölecekmiş gibi sev;
düşmanını hiç ölmeyecekmiş gibi telâkki et. - Ruhumuzu din pek az tâdil eder (değiştirir);
fakat ruhumuz dinî öyle değiştirir ki
her müslümanın yüreğinde
başka bir islâmiyet yatar, denilebilir. - Taassubun (bağnazlığın) her türlüsü çirkindir;
hatta taassuba karşı taassub bile. - Eşeği mektep müdürü yapan,
dersanelerin ahıra döndüğünden
şikâyet etmemelidir. - Beşerin (insanın) bütün ef'hâli (fiilleri)
menfaat kanununa tâbidir: - Ucunda cennet vaadi olmasa
hiçbir sofu nafile namazı kılmazdı. - Kesemediğin eli öp demişler; "hayır para doldur.
- Aslan yelesinde kehle (bit) aranmaz.
- Hakkı kuvvetlendirmeyenlerdir ki,
kuvvete hak derler. - Kalb söze başlayınca akıl sağır olur.
- Şimdi, hemen bütün dünyanın
mabedi borsa ve sancağı banknot oldu. - Dindarlar gibi, dinsizleri doğuran da vâızlardır.
- Din o kadar pekcanlıdır ki,
bir kere kanınıza girdi mi,
orada boğulsa bile ölü halinde yaşar. - Bir kitap ilmi var, bir de hayat ilmi:
Merd-i kâmil (olgun insan)
ikisine vâkıf olana olgun insan derim. - Zeki insan kitaptan bir hayat hissesi,
hayattan bir kitap hissesi alır. - Hamal ancak yük altında güzel yürür.
- Altından kendini gözet:
Zehri hiçbir zaman teneke kupa içinde sunmazlar. - Herkese hak vereni hiç kimse haksız bulmaz;
Herkese hak veren hiç haksız çıkmaz. - Kaba konuş zararı yok; yeter ki ince düşünesin.
- Çok yaşamak elimizde değil;
fakat adımızı çok yaşatmak elimizdedir. - Karnı aç olanlardan ziyade, kalbi aç olanlara acırım.
- El şakası fena; dil şakası daha fena;
kalem şakası hepsinden beterdir. - Yalnız boş durana değil,
faydasız iş görene de tembel denir. - Hayat pek garip bir maidedir ( sofradır);
anlayanlar tadamaz. - Hatıralar kocayan dimağların koltuk değneğidir.
- Asil misin? Secereni kâğıt üzerinde değil,
hayatında göster. - Her taassubda (bağnazlıkta) katil bir mâhiyet vardır:
Tarihin taassubu
hakikat-i vekayii (vak'aların gerçekliğini) öldürür,
felsefenin taassubu fikri öldürür,
dinin taassubu dini öldürür. - Bazı kadınlar düşmemek için birbirlerine tutunurlar.
- İfratsız (aşırılıksız) gençlik yarım yahut yalancı gençliktir.
- Eskiden kızdığına şimdi gülüyor musun?
Aklın artmış demektir. - Kuvvetini hücumun ile değil, mukavemetinle ölç.
- Kıyafet, tercümanlarından biridir.
- Gençler ister ki, kadınların peçesi kalksın;
orta yaşlılar ister ki, buluzları açılsın;
ihtiyarlar ister ki, jüpü kısalsın. - Her devir kendisinden sonrakini doğurmak için ağrı çeker.
- Kartalın beğenmediğini karıncalar kapışır.
- Bence hâl bütün hayatı kapsar ve
istikbâl her ferd için kendi öldüğü gün başlar. - Kırka kadar insan yaşa basar;
kırktan sonra yaş insana. - Her kavgada kocasına galebe edemeyen kadın,
bilhakkın (hakkıyla) kadın değildir. - Fazla emniyet ve fazla emniyetsizlik,
ikisi de hıyaneti davet eder. - Adaletin bulunmadığı yerde para en güzel silâhtır.
- Hakikat güneşini örten bulutların en kesifi (koyusu) menfaattir.
- Hayatlarında sesleri duyulmayanların vefatları duyulmaz.
- Yüksek fikirler yüksek dağlara benzer;
alışkın olmayanları ürkütür. - İnsanı insan eden cemiyettir;
sırtlan eden de o. - Hâlinden şikâyet büyük bir saygısızlıktır:
"Elemimden bir hisse al" demektir, niçin alınsın? - Güzel ve ahmak bir kadına dikkat ediniz:
Güzelliği azaldıkça hamakatı ( aptallığı) artar, - Para akıllıların dostu, akılsızların ise düşmanıdır.
- Cebin delik ve cüzdanın da boşsa
meyhude (boşuna) üzülme;
mevzun (uyumlu) yürüyemezsin. - Hiç kimse kendi kokusunu duymaz;
cihanı (dünyayı) kokutsalar bile. - Kainatı yaratmakla hâlik (yaratan, halk eden)
kendini de hâlk etmiştir (yaratmıştır). - Ben nasıl ecdadımla (atalarımla) bir arada olabilirim ki,
onların tepelerinden bulut ve kuş geçerdi;
benimkinde radyo ve teyyare dolaşıyor. - Akl-ı âmil (amel eden akıl, iş gören akıl),
akl-ı kâmilden (olgun akıldan) üstündür. - Siz meleklere hitap ederken,
bakarsınız bazen eşekler üstüne alınır. - Saçına kır düşen âşık, yarım koca sayılır.
- Dalkavuklar ne kadar yükselseler,
kendilerini yükselten tepme izlerini
kıçlarından silemezler. - Daima melek olarak ancak semada (gökte) yaşanır;
yerde yaşamak için ara sıra şeytan olmak farzdır.
İbadetlerin bile tuzu biberi şeytandır. - Hürriyet açacağı yaraya deva (ilâç) olan silahtır.
- Her yenilik yabancıdır:
Muhit (çevre) onu ezmeğe çalışır;
fakat yaşamağa lâyıksa ezilmez. - Zekâyı hangi zindana tıksanız,
kendisine, sıvışacak bir gedik açar. - Dikkat ediniz:
İnsan, tok karnına inkâra,
aç iken daha ziyade imâna mâildir. - Acıkan için lokanta camekânı en lâtif manzaradır.
- Bülbülü bir fiske ile susturabilirsiniz.
Fakat sopaya davransanız bile
eşeği anırmaktan menedemezsiniz. - İnsan bir hayvandır ki,
hayvan olduğunu
her hayvandan daha çok hatırlar. - Zamanın, insana en büyük zulmü
ihtiyarlık dedikleri
gülünç hâle gelmesidir.
Cenab Şahabeddin
Tiryaki Sözleri
Derleyen: Ayhan Görür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder