2 Mayıs 2006

İSTANBUL'u dinliyorum - I am listening to ISTANBUL...Orhan Veli Kanık






*

İSTANBUL'U DİNLİYORUM

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlardan;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar kokularında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski âlemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, lâf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, bilmiyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, bilmiyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

Orhan Veli Kanık


I AM LISTENING TO ISTANBUL

I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed;
At first there blows a gentle breeze
And the leaves on the trees
Softly flutter or sway;
Out there, far away,
The bells of water carriers incessantly ring;
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.


I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed;

Then suddenly birds fyl by,
Flocks of birds, high up, in a hue and cry
While nets are drawn in the fishing grounds
And a women's feet begin to dabble in the water.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.


I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

The Grand Bazaar is serene and cool,
A hubbub at the hub of the market,
Mosque yards are brimful of pigeons,
At the docks while hammers bang and clang
Spring winds bear the smell of sweet;
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.


I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed;

Still giddy since bygone bacchanals,
A seaside mansion with dingy boathouse is fast asleep,
Amid the din and drone of southern winds, reposed,
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

I am listening to Istanbul, intent, my eyes cloesed.

Now a dainty girl walks by on the sidewalk :
Cusswords, tunes and songs, malapert remarks;
Something falls on the ground out of her hand,
İt's a rose I guess.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed;

A bird flutters round your skirt;
I know your brow is moist with sweat
And your lips are wet.
A silver moon rises beyond the pine trees:
I can sense it all in your heart's throbbing.
I am listening to Istanbul, intent, my eyes closed.

Orhan Veli Kanık

Translated by Talât Sait Halman (1982)

Derleyen: Ayhan Görür

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Hallo I absolutely adore your site. You have beautiful graphics I have ever seen.
»