30 Ekim 2008

On Friendship/Dostluğa Dair...Kahlil Gibran/Halil Cibran


Siste, Fenerbahçe Parkı -İSTANBUL
Fotoğraf, Ayhan Görür

On Friendship - Dostluğa Dair


And a youth said,
"Speak to us of Friendship."

Ve bir genç, bize
Dostluk'tan Söz Et dedi.
Ve o yanıtladı, dedi ki:


  • Your friend is your needs answered.
    He is your field you sow with love and
    reap with love and thanksgiving.
    And he is your board and your fireside.
    For you come to him with your hunger,
    and you seek him for peace.

    Dostunuz
    ihtiyaç duyduğunuzda size ses verendir.
    Sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.
    Ve sizin sofranız, ocağınızın başıdır.
    Çünki açlık içinde ona gelir, huzur için onu ararsınız.

  • When your friend speaks his mind you fear
    not the the "nay" in your own mind,
    nor do you withhold the "ay".
    And when he is silent your heart ceases
    not to his heart.
    For without words, in friendship, all thoughts,
    all desires, all expectations are born and
    shared, with joy that is unacclaimed.
    When you part from your friend,
    you grieve not;
    For that which you love most in him may be clearer
    in his absence, as the mountain to the cilmber
    is clearer from the plain.

    Dostunuz fikrini söylerken
    aklınızdan geçen "hayırdan" korkmaz,
    "evet"i kendinize saklamazsınız.
    Ve o sustuğu zaman,
    yüreğiniz onun yüreğini dinlemekten geri durmaz.
    Çünkü dostlukta bütün düşünceler,
    bütün arzular, bütün beklentiler
    söz söylenmeden ve alkışsız bir sevinçle
    doğar ve paylaşılır.
    Dostunuzdan ayrıldığınızda üzülmezsiniz;
    Çünkü onun en sevdiğiniz yanı
    o yokken iyice açıklık kazanır,
    tıpkı dağcıya dağın
    ovadan daha açık görünmesi gibi.

  • And let there be no purpose in friendship
    savethe deepening of the spirit.
    For love that seeks aught but the disclorsure
    of its own mystery is not love but a net cast
    a netr cast forth: and only the unprofitable is caught.
    And let your best be for
    your friend.

    Ve dostlukta ruhu daha da derinleştirmekten
    başka bir amaç olmasın.
    Çünkü kendi sırrına ermekten başka amaç güden sevgi,
    sevgi değil geleceğe atılmış bir ağdır;
    bu ağa sadece zararsız şeyler takılır.
    Ve siz de en iyi yanlarınızı dostunuza ayırın.
    Eğer suların çekilişini bilmesi gerekliyse dostunuzun,
    bırakın kabarışını da bilsin.

  • For what is your friend that you should seek
    him with hours to kill?
    Seek him always with hours to live.
    For it is his to fill your need,
    but not your emptiness.
    And in the sweetness of friendship let there be laughter,
    and sharing of pleasures.
    For in the dew of little the heart finds
    its morning and is refreshed.


    Dostunuz
    ne içindir ki onu zaman öldürmek için arayasınız?
    Onu hep yaşanası zamanlarla arayın.
    Çünkü o sizin ihtiyacınızı karşılamak için vardır,
    boşluğunuzu doldurmak için değil.
    Ve hoşluğunda kahkalar çınlasın, zevkler paylaşılsın.
    Çünkü küçük şeylerin şebnemiyle sabahına erip tazelenir yürek.
Kahlil Gibran-Halil Cibran
The Probhet - Ermiş

Çeviren; Ayşe Berktay
Alkım Yayınları

Siste, Fenerbahçe Parkı
Fotoğraf, Ayhan Görür

29 Ekim 2008


Cumhuriyet "aydınlıktır"...


"Benim nâçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır,
ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pâyidar olacaktır."

Gâzi Mustafa Kemal ATATÜRK

Taksim Meydanı, 29 Ekim 1944

*

Engellere rağmen,
Cumhuriyet çoşkusu devam ediyor...
*

29 EKİM

ÜRÜNLERİ BİTMEZ TÜKENMEZ
ERDEM VERİR
UYGARLIK VERİR
YİĞİTLİK VERİR
ORMAN VERİR
BUĞDAY VERİR
SEVGİ VERİR
ÇALIŞKANLIK VERİR
AYDINLIK VERİR
YAZ EKİMİ KIŞ EKİMİ DEĞİL

TÜRKİYE'NİN 29 EKİMİ

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Fotoğraf, Ayhan Görür

16 Ekim 2008

Ölümsüzler...FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

Ölümsüzler

Burda
Dağ ve ses
Duyulur uğultusu
Gökyüzünden
Burda zaman ve su.

Burda
toprak toprak
İlk insanlardan beri gücü yaradılışın,
Burda kanatları kopan kuş
Uçmakta
Yıldızlarla yellerle yok olmuş.

Nasıl
da belli
Güzelliğinden,
Karanlıkta sıcakta nurda
Özdeklerden özdeklere geçen şey
Burda.

Karşı koymuş tutsaklığa
Çirkinliğe geriliğe hep
Burda doğar yüce gün
Burda
Bütün ölümsüzleri yeryüzünün.


Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
26 Ağustos 1914 - 15 Ekim 2008
Hak Yolunda Güle Güle...


Derleme:Ayhan Görür

12 Ekim 2008

Foto Kritik: GÖKHAN CORAL, armadillo



Melanargia larissa
Foto Kritik
-GÖKHAN CORAL-armadillo
Orijinalini görmek için:
http://www.fotokritik.com/1218541

Mükemmel Bir Site
Lütfen Üye Olunuz
Derleyen: Ayhan Görür

Şairce Nasihat...Can Yücel




Caddebostan Sahili, KADIKÖY
Fotoğraf, Ayhan Görür

( CAN YÜCEL'den)
ŞAİR'CE NASİHAT


Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine..
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, ohhh şöyle bir hafifle.
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık!
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al..
Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle lâf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak..
Günün güzeldi değil mi?
Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden âlâ misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil, şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..
Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illâ ki sağlık olsun !

Can Yücel

Şiir
Can Dostlarımızdan
barbaros-banu
gönderisidir...

Derleyen: Ayhan Görür

2 Ekim 2008

Tiryaki Sözleri...Cenab Şahabeddin



Boğaziçi, İSTANBUL
Fotoğraf, Ayhan Görür
Ağustos, 2008

TİRYAKİ SÖZLERİ




  • Seven için sevdiği daima gençtir.
  • İnsana en güzel sıfatı fâni olarak vermişler.
  • Karga ne kadar sesini değiştirse sesinden tanınır.
  • İlim yalnız zekâyı değil, ahmaklığı da artırır.
  • Tatlı hatıra mes'ut hayatın fâizidir.
  • Altın dolu avuç, daima az çok kuvvetli bir yumruktur.
  • Parasızlık hiç yalan söylemeyen kara habercidir.
  • Yüzümüzdeki bugünkü gülümseme,
    yarınki buruşukluğu hazırlar.
  • Allah'ın büyüklüğü varlığında mı, yokluğunda mı?
    Kesdiremiyorum.
  • Din ölse bile, it canlı taassub yaşamakta devam eder.
  • Din, hiç olmazsa, felsefesi olmayan zavallıların felsefesidir.
  • Beşeriyet (insanlık) yalana o kadar alışıktır ki,
    kabul ettirmek istediğiniz hakikati
    biraz yalanla salçalamalısınız.
  • Avam, yalanla avutanı hakikat ile korkutana tercih eder.
  • Avam, en az anladığına en ziyade kuvvetle inanır
  • Avamın (halkın), her kusurundan
    havas (seçkinler) mes'uldür ( sorumludur).
  • Avamın, şan ve şerefi yoktur;
    ama şanların ve şereflerin çoğunu
    avam tevcih etmiştir (vermiştir).
  • Yarasaya güneşi göstermek bir saygısızlıktır.
  • Sürüden ayrılanı sürü sevmez.
  • Akarsu ne güzel hayat dersidir:
    Küçük mâniaların üzerinde köpürür;
    büyüklerin yanından sesizce geçiverir.
  • Kanun yoktur ki, size adalet hissi verirken,
    hasmınızda kuvvetin suistimali gibi görünmesin.
  • İşimize yarayan yalan, her hakikatten üstündür.
  • İstibdat her tembel milletin kürek cezasıdır.
  • Kafalar boş durdukça kalınlaşır.
  • Kumarbaz odur ki, kumarı paradan çok sever.
  • İnat iradenin eşekliğidir.
  • Gariptir, yükü çeken manda ses çıkarmaz da kağnı inler.
  • Dini yaşatan bilhassa ölümdür.
  • Hayat fırtınalarında din, çok kişi için
    şamandra olur.
  • Tam dindar yahut tam dinsiz olmak:
    Her ikisi de müstesna (eşsiz) kuvvet ister.
  • Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür.
  • Ölüme çare bulunmadıkça din ölmez.
  • Bir adamın efkârını (fikirlerini)
    sözleri değil, hayatı gösterir.
  • Kadın erkekten aslan yüreği içinde kuzu itaati ister.
  • En kıymetli kadın, eşini
    batan diğer kadınlardan müstağni kılandır.
  • Kokmuş yumurtayı ezen, kokusuna dayanmalı.
  • Bizim hakikat dediğimiz beşeri hakikatlerdir, mutlak değil.
  • Boş mide haykırır, derler. Biz de ilâve edelim: Dolu ağızların sesi çıkmaz.
  • Parasız kalmamak istiyorsan
    ihsandan (bağıştan) değil,
    ikrazdan (borçtan) kork.
  • Yaşlıların merhamet hissi azdır;
    beyin yumuşadıkça kalp katılaşır.
  • Hakiki san'at âşığı, hiçbir zaman siyasî bir hırs besleyemez;
    onun hayelleri, her zaman
    ihtiraslarına gıda-yı kâfidir (yeterli gıdadır).
  • Köhne (eskimiş) fikirler paslanmış çivilere benzer;
    söküp atmak çok güçtür.
  • Koyunlarını korumak isteyen çiftçi,
    ağılın kokusunu kurda duyurmaz.
  • Dostunu hemen ölecekmiş gibi sev;
    düşmanını hiç ölmeyecekmiş gibi telâkki et.
  • Ruhumuzu din pek az tâdil eder (değiştirir);
    fakat ruhumuz dinî öyle değiştirir ki
    her müslümanın yüreğinde
    başka bir islâmiyet yatar, denilebilir.
  • Taassubun (bağnazlığın) her türlüsü çirkindir;
    hatta taassuba karşı taassub bile.
  • Eşeği mektep müdürü yapan,
    dersanelerin ahıra döndüğünden
    şikâyet etmemelidir.
  • Beşerin (insanın) bütün ef'hâli (fiilleri)
    menfaat kanununa tâbidir:
  • Ucunda cennet vaadi olmasa
    hiçbir sofu nafile namazı kılmazdı.
  • Kesemediğin eli öp demişler; "hayır para doldur.
  • Aslan yelesinde kehle (bit) aranmaz.
  • Hakkı kuvvetlendirmeyenlerdir ki,
    kuvvete hak derler.
  • Kalb söze başlayınca akıl sağır olur.
  • Şimdi, hemen bütün dünyanın
    mabedi borsa ve sancağı banknot oldu.
  • Dindarlar gibi, dinsizleri doğuran da vâızlardır.
  • Din o kadar pekcanlıdır ki,
    bir kere kanınıza girdi mi,
    orada boğulsa bile ölü halinde yaşar.
  • Bir kitap ilmi var, bir de hayat ilmi:
    Merd-i kâmil (olgun insan)
    ikisine vâkıf olana olgun insan derim.
  • Zeki insan kitaptan bir hayat hissesi,
    hayattan bir kitap hissesi alır.
  • Hamal ancak yük altında güzel yürür.
  • Altından kendini gözet:
    Zehri hiçbir zaman teneke kupa içinde sunmazlar.
  • Herkese hak vereni hiç kimse haksız bulmaz;
    Herkese hak veren hiç haksız çıkmaz.
  • Kaba konuş zararı yok; yeter ki ince düşünesin.
  • Çok yaşamak elimizde değil;
    fakat adımızı çok yaşatmak elimizdedir.
  • Karnı aç olanlardan ziyade, kalbi aç olanlara acırım.
  • El şakası fena; dil şakası daha fena;
    kalem şakası hepsinden beterdir.
  • Yalnız boş durana değil,
    faydasız iş görene de tembel denir.
  • Hayat pek garip bir maidedir ( sofradır);
    anlayanlar tadamaz.
  • Hatıralar kocayan dimağların koltuk değneğidir.
  • Asil misin? Secereni kâğıt üzerinde değil,
    hayatında göster.
  • Her taassubda (bağnazlıkta) katil bir mâhiyet vardır:
    Tarihin taassubu
    hakikat-i vekayii (vak'aların gerçekliğini) öldürür,
    felsefenin taassubu fikri öldürür,
    dinin taassubu dini öldürür.
  • Bazı kadınlar düşmemek için birbirlerine tutunurlar.
  • İfratsız (aşırılıksız) gençlik yarım yahut yalancı gençliktir.
  • Eskiden kızdığına şimdi gülüyor musun?
    Aklın artmış demektir.
  • Kuvvetini hücumun ile değil, mukavemetinle ölç.
  • Kıyafet, tercümanlarından biridir.
  • Gençler ister ki, kadınların peçesi kalksın;
    orta yaşlılar ister ki, buluzları açılsın;
    ihtiyarlar ister ki, jüpü kısalsın.
  • Her devir kendisinden sonrakini doğurmak için ağrı çeker.
  • Kartalın beğenmediğini karıncalar kapışır.
  • Bence hâl bütün hayatı kapsar ve
    istikbâl her ferd için kendi öldüğü gün başlar.
  • Kırka kadar insan yaşa basar;
    kırktan sonra yaş insana.
  • Her kavgada kocasına galebe edemeyen kadın,
    bilhakkın (hakkıyla) kadın değildir.
  • Fazla emniyet ve fazla emniyetsizlik,
    ikisi de hıyaneti davet eder.
  • Adaletin bulunmadığı yerde para en güzel silâhtır.
  • Hakikat güneşini örten bulutların en kesifi (koyusu) menfaattir.
  • Hayatlarında sesleri duyulmayanların vefatları duyulmaz.
  • Yüksek fikirler yüksek dağlara benzer;
    alışkın olmayanları ürkütür.
  • İnsanı insan eden cemiyettir;
    sırtlan eden de o.
  • Hâlinden şikâyet büyük bir saygısızlıktır:
    "Elemimden bir hisse al" demektir, niçin alınsın?
  • Güzel ve ahmak bir kadına dikkat ediniz:
    Güzelliği azaldıkça hamakatı ( aptallığı) artar,
  • Para akıllıların dostu, akılsızların ise düşmanıdır.
  • Cebin delik ve cüzdanın da boşsa
    meyhude (boşuna) üzülme;
    mevzun (uyumlu) yürüyemezsin.
  • Hiç kimse kendi kokusunu duymaz;
    cihanı (dünyayı) kokutsalar bile.
  • Kainatı yaratmakla hâlik (yaratan, halk eden)
    kendini de hâlk etmiştir (yaratmıştır).
  • Ben nasıl ecdadımla (atalarımla) bir arada olabilirim ki,
    onların tepelerinden bulut ve kuş geçerdi;
    benimkinde radyo ve teyyare dolaşıyor.
  • Akl-ı âmil (amel eden akıl, iş gören akıl),
    akl-ı kâmilden (olgun akıldan) üstündür.
  • Siz meleklere hitap ederken,
    bakarsınız bazen eşekler üstüne alınır.
  • Saçına kır düşen âşık, yarım koca sayılır.
  • Dalkavuklar ne kadar yükselseler,
    kendilerini yükselten tepme izlerini
    kıçlarından silemezler.
  • Daima melek olarak ancak semada (gökte) yaşanır;
    yerde yaşamak için ara sıra şeytan olmak farzdır.
    İbadetlerin bile tuzu biberi şeytandır.
  • Hürriyet açacağı yaraya deva (ilâç) olan silahtır.
  • Her yenilik yabancıdır:
    Muhit (çevre) onu ezmeğe çalışır;
    fakat yaşamağa lâyıksa ezilmez.
  • Zekâyı hangi zindana tıksanız,
    kendisine, sıvışacak bir gedik açar.
  • Dikkat ediniz:
    İnsan, tok karnına inkâra,
    aç iken daha ziyade imâna mâildir.
  • Acıkan için lokanta camekânı en lâtif manzaradır.
  • Bülbülü bir fiske ile susturabilirsiniz.
    Fakat sopaya davransanız bile
    eşeği anırmaktan menedemezsiniz.
  • İnsan bir hayvandır ki,
    hayvan olduğunu
    her hayvandan daha çok hatırlar.
  • Zamanın, insana en büyük zulmü
    ihtiyarlık dedikleri
    gülünç hâle gelmesidir.

Cenab Şahabeddin
Tiryaki Sözleri



Derleyen: Ayhan Görür