31 Mart 2008

İnsan...Chuang Tzu



Brett Whiteley
Famous Australian Artists

İnsan

Taocu öğretinin esas konusu insandır.
Taoculuk
'un bugün bilinen
en eski yapıtı olduğu sanılan
"Yin Fu Jing" (Sırlar Kitabı)
şöyle diyor:


  • Ve doğayı yaratır benlik...
    Göğün en derin özü : insan?

Bu nedenle Tao'dan sonra
en önemli kavram "Te"dır.
Taoculuk'ta: Tao ete kemiğe bürünür.,
insanda Te(dı) diye görünür.
Ama onun da içeriği çok zengin:
Erdem, insandaki,
Doğa'nın tümü ile
uyum sağlama yeteneği
,
yaşam gücü,
can demektir.
Bir bakıma Qi ile eş anlamlıdır.

Te, insan davranışlarına "edimsizlik" (wu wei)
ile yansır.
Edimsizlik,
Batı dünyasındaki eylemsizlik
gibi anlaşılıyor.
Oysa Taocu bilge dünyadan el etek çekmez;
o, yaşamın ta içindedir.
Onun uzak durduğu,
yaşamın doğal uyumuna
ters, tutkulu, huzursuz eylemlerdir.
Hazla, tadını çıkara çıkara yaşar,
çalışır, yaratır, insanlığa, canlılara,
bin bir türe hizmet eder.

Ve gerekli olduğu zaman ve yerde
yaşama ters düşeni yenmeyi bilir:
Öfkesiz, acelesiz, sabırla.
Suyun taşı yendiği gibi,
bu benimdir demeden,
ben benim demeden...

  • insanoğlu dünyaya geldiğinde
    yumuşaktır ve zayıf
    öldüğü zaman sert ve güçlüdür
    bin bir tür dünyaya geldiğinde
    yumuşaktır ve ince
    öldüklerinde kuru ve katıdırlar
    demek sert ve güçlü yandaşıdır ölümün
    yumuşak ve zayıf yandaşıdır yaşamın...
    güçlü ve büyük olan yenilir
    yumuşak ve zayıf olan kazanır

Chuang Tzu

Taoculuk Üzerine
Meseller-Diyaloglar
Çeviren: Ömer Tulgan
Yol Yayınları

Derleyen: Ayhan Görür

30 Mart 2008

Bilgidir bozacak olan dünyanın düzenini...Chuang Tzu




Brett Whiteley
Famous Australian Artists

Bilgidir bozacak olan dünyanın düzenini

Kuang, Lizhu, Chui, Zang, Shi, Yang ve Mo gibiler
erdemi
dışsal şeylerde arar,
göz kamaştıran pırıltılarla
yollarını şaşırttırlar insanlara.
Ve bu yüzden çıkmaz sokaklara sokarlar onları.

  • Beyim sen bilmez misin
    dünyanın yolunda olduğu günleri?
    Çok eski çağları, Yongchang, Dating,
    Bohuang, Zhangyang, Lilu, Liku,
    Xianyuan, Hoxu, Zuenlu, Chuyong, Fuxi,
    Shannag'ların77 günlerini?
  • düğüm atar idi insanlar yazı yazmak yerine
    yiyecekler tatlı idi giyecekler renkli idi
    evler huzurlu törenler keyifli idi
    göresiye yakınken komşu ülkeler
    horozların köpeklerin sesini duyasıya yakınken
    kocamış ölür idi insanlar
    bir kez bile oralara gidip gelmeden
    78
  • Gökün düzeni hâkimdi eskiden göğün altında.

Bugün ise insanlar boyunlarını uzatıp,
ayak parmakları üstüne kalkarak
haber veriyorlar birbirlerine,
"falan kente, filan yere bilge bir kişi gelmiş"
diye:
Haydi evini barkını,
efendisinin işini gücünü yüzüstü bırakan,
yollara düşüyor.
Ayak izleri sınırları aşıyor.
Tekerlek izleri binlerce fersah uzaklara uzanıyor.
Ama hükümdarlar, beyler
Tao'ya
değil de
hünere değer verirse,
elbet bozulur

göğün altındaki düzen!

  • Nereden mi biliyorum böyle olduğunu?
    Dinle bak:

Yaylar, oklar ve tatarokları üzerine
bilgi fazla arttı mı,
gökteki kuşların düzeni bozulur.

Olta, yem, ağ ve balık avı üzerine
bilgi fazla arttı mı,
sudaki balıkların düzeni bozulur.

Ökse, tuzak, hendek ve kara avcılığı üzerine
bilgi fazla arttı mı,
yerdeki hayvanların düzeni bozulur.

Tartışma sanatı üzerine
bilgi fazla artıp da,
dâhiyane "Beyaz nedir - sert nedir?
Görüş ayrılığı nedir - görüş birliği nedir?"79

tartışmalar yaygınlaştı mı,
basit insanların kafasının düzeni bozulur.

Bu yüzden, ne zaman dünya alt üst olursa
bil ki, nedeni insanların

bilgiye fazla değer vermesindendir.

Eğer göğün altında herkes
yalnız bilmediği şeyleri merak eder de,
kimse bildiği şeyleri merak etmezse,
herkes başkalarının eksiklerini kınar da
kimse kendi eksiğini kınamazsa,
sonunda bu,
dünyanın düzenini altüst eder.

Güneş ile ayın ışığını karartır;
dağların, ırmakların can damarını kurutur;
dört mevsimin sırasını bozar.

Bu yüzden
en küçük sineğe, en basit kurtçuğa
varıncaya dek, her şey
gerçek doğasını
yitirir.

Dünyayı bilmeye
fazla değer vermektir
düzeni bozacak olan
dünyanın.
(10, 1-4)

Chuang Tzu

Taoculuk Üzerine
Meseller - Diyaloglar
Yol Yayınları
Çeviren:
Ömer Tulgar'a
Çok Teşekkürler...

İstanbul, Kadıköy
Fotograf, Ayhan Görür
Mart 2008

28 Mart 2008

İnsan ve İnsanlık Sevgisi...ATATÜRK/GASSAN

* * *


Konnichi wa! / İyi Günler!

İnsanlığın Erleri

Bir zamanlar Japon ordusunun bir tümeni
manevradayken subaylar,

Gassan'ın tapınağında kalmayı gerekli bulurlar.

Gassan aşçısına ,
"Subaylara da yediğimiz kuru aştan vereceksin." der.

Saygı görmeye pek alışık olduklarından,
ordu adamları öfkelenirler:
"Bizi tanımaz mısın?
Bu ülke uğruna ölümü göze almış erleriz biz."


Gassan'ın yanıtı kesindir:
" Siz, bizi tanımaz mısınız?
Bütün ölümlü varlıkları korumaktır işimiz.
Tüm insanlığın erleriyiz biz! "

Zen Eti - Zen Kemiği
Derleme: Nyogen Senzaki, Paul Reps
Çeviri: Nevzat Erkmen
Yol Yayınları

Konban wa! / İyi Akşamlar!


MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK

İnsan ve İnsanlık Sevgisi

İnsanları mesut edeceğim diye,
onları
birbirine boğazlatmak
insanlıktan
uzak ve son derece üzülünecek bir sistemdir.

İnsanları mesut edecek yegâne vasıta,
onları
birbirlerine yaklaştırarak,
onları
birbirlerini sevdirerek,
karşılıklı maddî ve manevî ihtiyaçlarını temine yarayan
hareket ve enerjidir.
(1931)

Biz kimsenin düşmanı değiliz.
Yalnız
insanlığın
düşmanı olanların
düşmanıyız.
(1936)

Oyasumi nasai! / İyi geceler!


İstanbul, Fenerbahçe
Fotograf -Ayhan Görür
Mart 2008

25 Mart 2008

Gece Şarkısı...Cahit Sıtkı Tarancı


Ufukta Gün Bitiyor...
Caddebostan'dan, Fenerbahçe Sahilleri
Fotograf -
Ayhan Görür
Şubat 2008
"
Gece Şarkısı

_/ Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
_/

Günün geçit vermez karlı dağlarını
Sanki gizli bir el eritincedir.

Bütün gün beklediğim bahar ki
gece,
Gökte yıldızların da ümidincedir.

Yollar, yollar da nihayet içime denk,
Sonsuzlaşarak başıboş gidincedir.

Ben ister güleyim, ister ağlayayım,
Sesimi yalnız kendim işitincedir.

_/ Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
_/


Cahit Sıtkı Tarancı

Sis
Kadıköy, Fenerbahçe Parkı
Photograph by Ayhan Görür
Ocak 2008

23 Mart 2008

ANNEMİN ANATOMİSİ ve SANATÇI

ANNEMİN ANATOMİSİ

  • Kimle flört ettiğimi gözlemekten
    yorgun düşmüş gözler
  • Yanlış bir şey yaptığımda
    fırçalamaya hazır omuz duruşu
  • Kırk yılda bir
    kalbini almak için verdiğim çiçek
    (kalbinin üzerinde)
  • Doğru yolu göstermekten şişmiş
    işaret parmağı
  • Beni yetiştirmek için geçen
    uykusuz geceleri işaret ettiği tebeşir
  • Ders programım
  • Herkese yetecek mangal yürekten
    mangal sevgi
  • Yapacağım sürprizler için
    kalp ilâcı
  • Süpürge edilmiş saçlar
  • Bana ders çalış demekten
    çarpılmış ağız
  • Babamla kavgamızın
    arasına girmek için
    süspansiyon
  • Kavga yeni başlıyorsa
    babamın dikkatini dağıtmak için
    makyaj malzemesi
  • Odamdaki dağınıklığı
    yerli yerine koymaktaki başarısı
    nedeniyle verilen
    puzzle birinciliği
  • Kaskatı bulaşık önlüğü
  • Veli görüşme
    günlerinde kullamak üzere
    kağıt mendil
  • Karne zamanı
    beni babamdan korumak için
    karate kitabı
  • Beni kötü arkadaşlardan
    koruma çizmesi

DOKUNMUŞ AĞAÇLAR
Sergisinden
Doğayı Koruyan Korkuluk
Sanatçının Anatomisi

Gül Bolulu
Kadıköy,Göztepe Parkı
Photograph by Ayhan Görür
Mart 2008

22 Mart 2008

Bahar ve Biz...Bedri Rahmi Eyüboğlu

DOKUNMUŞ AĞAÇLAR

Gül Bolulu
Göztepe Özgürlük Parkı
Photograph by Ayhan Görür

Bahar ve Biz

Yılda bir kere çıldırır ağaçlar sevincinden
Rabbim ne güzel çıldırır.
Yılda bir kere uzatır avuçlarını yaprak;
Sevincinden titreyerek.
Yılda bir kere kendini verir toprak
Yılda bir kere yarılır bahçeler hazdan
Rabbim ne güzel yarılır.
Biz de bir kere sevinebilseydik.
Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırasıya.
Kimbilir belki bir gün sulh olunca
Biz de deliler gibi seviniriz,
Ağaçlar ve baharı taklid ederiz
Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri
Renkli ampuller asarız pencerelerden
Kimbilir belki bir gün sulh olunca
Biz de çadır çatlatırız binbir yerimizden
Ağaçlar gibi.

Bedri Rahmi Eyüboğlu


Derleyen: Ayhan Görür

19 Mart 2008

Şehirdekilere Gazel...Bedri Rahmi Eyüboğlu


Bedri Rahmi Eyüboğlu


Şehirdekilere Gazel

Onlara çiçek götürmeyelim
Kolonya sürünsünler.
Taylarımızı, sıpalarımızı anlatmak için,
Nefes tüketmeyelim;
Tahtadan atları var binsinler...
Söğüt dallarına bıçak vuranların
Tavşanlara saman dolduranların elleri kırılsın
Onların çeşit çeşit oyuncakları var
Gemileri var uçsuz bucaksız,
Oyunları var hadsiz hesapsız.

Ahhh, arı daha iyi saklayabilse balını
Başak tanelerini inkâr edebilse
Kuyu dikip başına lâhzada tüketse kendi suyunu
Ağaç meyvelerini yitebilse.
Su çevirmesin değirmen taşını
Rüzgâr doldurmasın yelkenlerini
Irmak taşımasın kirlerini
Toprak örtmez olsun ellerini
Ne günleri varsa görsünler
Aslını ararsan
Toprağa sadece ölülerini gömüp
Bir defacık yalınayak basmadılar
Karış karış yarıldı bahçelerimiz kırk yerinden
Kulak asmadılar
Suyu alıp götürdüler
İçip içip tükürdüler
Üstüne üstelik
Bize acımasını bildiler

Biz de onlara acıyalım...


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Dol Karabakır Dol
Bütün Şiirleri
İş Bankası Yayınları



İstanbul, Fenerbahçe
Photograph by Ayhan Görür
Şubat 2008

16 Mart 2008

Alıştık "Sensizliğe"...Hande Salman


Günbatımı-Sunset
İstanbul, Fenerbahçe
Fotograf- Ayhan Görür
Mart 2008

Alıştık “Sensizliğe”…

Ceylan'a

Kimse “kolay olacak” dememişti,
verilmemişti öyle bir söz,
“hayat için”.

Her geçen gün daha da inandık
”bu söze”,
inanmamak aldatırdı bizi.

Soğuk bir rüzgâr gibi çarptı;
yüzümüze,
her saniye,
ürpertircesine.

Alıştık işte;
gördün sen de,
alıştık sensizliğe.

Hissettiğimiz her ürperişte
”hayatın gerçekliğine”.

"

U
SA,Cincinnati
15.03.2008

Hande Salman

US OPEN, New York
Derleyen: Ayhan Görür

15 Mart 2008

Tutuculuk Üzerine...Chuang Tzu























Chuang Tzu - Konfüçyüs

Tutuculuk Üzerine

Konfüçyüs bir yolculuğu sırasında We ülkesinden geçiyordu.
Öğrencisi Yenhui(41) müzik ustası Jin'e sordu:
"Ustamızı nasıl buldun?"
Jin Usta
yanıt verdi:
"Ne yazık ki ustanızın çabaları başarısızlığa mahkûm."
Yenhui tekrar sordu:
"Neden?"
Jin Usta
şunları söyledi:
" Törenlerde kurban olarak sunulan samandan köpekler törenden önce süslü dolaplara konur, dantellerle nakışlarla süslenir.
Rahip onlara el sürmeden önce oruç tutup abdest alarak arınır.
Ama tören bitti mi atarlar onları çöplerin arasına,
gelen geçen hiç aldırmadan başlarına sırtlarına basar,
kış için yakacak toplayanlar onları toplayıp yakar.(
42)
Ama yoldan yoldan geçen biri kalkıp da bunları alsa, süslü dolaplara koysa, dantellerle, nakışlarla süslese, işi gücü bırakıp bunların ayakları dibinde uyusa, kötü düşler ve karabasanlar görür.
Sizin usta da eski hükümdarlar zamanında töreni yapılıp işi bitmiş saman köpekleri buluyor, çevresine topladığı öğrencileriyle birlikte işi gücü bırakıp bunların ayakları dibinde uyumaya kalkıyor.
İşte bu yüzden
Song'da altında durduğu ağaç üzerine devrildi.
We'da ayağının ayağının tozunu silmek zorunda kaldı(43),
Shang ve Chen ile Zhai sınırında askeri birliklerce kuşatılda,
yedi gün pişmiş aş yüzü görmedi, neredeyse öleyazdı:
Bu, karabasan değil mi?

Su üzerinde yolculuk edecek olan gemiye biner
, kara yolundan giden arabaya.
Suda gemi ile yolculuk ediliyor diye biri kalkıp karada da
gemi ile yolculuk etmek isterse yaşamı boyunca bir karış yol alamaz.

Eski ve yeni zamanlar da su ve kara yolculuğu gibi değil mi?
Eski Zhou krallığı ile bugünün Lu ülkesi de gemi ve araba gibi değil mi?
Zhou krallığı yöntemleriyle Lu'yu yönetmeye kalkışmak, karada gemi yürütmeye kalkışmak demek değil mi?
Hem başarısızlığa mahkûm boşuna bir çabadır bu, hem de insanın insanın başına bin dert açar.
Ama sizinki
hâlâ anlamamış
bir yöntemi başka yere uygulamaya kalkan kişinin saygınlığını yitireceğini.


Kaldıraçlı bostan kuyularını bilmez misin?
Çekersen aşağı iner, bırakırsan yukarı çıkar:
Onu bir insanın çekmesi gerekir,
yoksa onun insanı çekmesi değil.
Ancak o zaman o insana karşı koymadan inip çıkar.

Üç Hakan-Beş Hükümdar devrinin(44)
töresi, ahlâkı, yasaları, emirnameleri de
saygınlıklarını
bugüne uygun olmadığından
değil
, o zamanın koşullarını
düzenleyebilmiş olmalarından
alıyorlar.

İğde, armut, turunç ve portakalı al:
Bunların hepsinin de tadı güzeldir ama,
her birinki başka başkadır.

Ahlâk
, töreler ve yasalar da
öyle olmalı,
kendi dönemlerinin koşullarına
uymalıdır.
Şimdi bir maymunu al,
Zhou Bey'in(45) giysilerini
giydirmeye kalk!
Her halde bunları dişleyip yırtmaya çalışır,
ancak tüm giysilerden kurtulursa rahat eder.
O zamanlar ile bugünü de karşılaştırırsak,
aradaki fark
maymun ile Zhou Bey
arasındaki farktan
hiç de daha az değil. (46 )

Bir gün dünya güzeli Xishi'nin
canı sıkılmış, suratını asmış.
Çirkin bir kadın görmüş bunu,
pek
de güzel bulmuş:
Köyüne dönünce o da surat asmış.
Ama zengin komşuları
evlerine çekilip kapılarını kapamışlar yüzüne,
fakir fukara ise çoluğunu çocuğunu alıp
uzaklaşmış yanından.
Surat asmanın da güzel olabileceğini
doğru anlamış ama,
bunu
güzel yapanın
ne olduğunu
anlamamış.
Chuang Tzu
Taoculuk Üzerine
Meseller-Diyaloglar
Çeviren: Ömer Tulgan
Yol
Yayınları

İstanbul,Kadıköy, Caddebostan
Photograph by Ayhan Görür

14 Mart 2008

Ahlâklı ve Ahlâksızın Buluştuğu Yer...Chuang Tzu




Taoism and The Arts of Chine

Ahlâklı
ve ahlâksızın
buluştuğu yer

  • Gelin olaya daha yakından bakalım:
  • Üç hanedan boyunca
    tüm insanlar
    dışsal şeyler
    uğruna
    kişiliklerinden
    özveride bulunmuşlar.
    Basit insanlar

    mal mülk hırsıyla
    yapmışlar bunu,
    âlimler
    ün kazanmak için,
    soylular

    soyunun şanına şan katmak için,
    bilgeler de
    insanlığa hizmet uğruna.
    Gerçi toplum
    bu değişik amaçları
    farklı düzeylerde değerlendirir.
    Ama

    bunların hepsi
    insanın kendi doğasını

    yaralayıp
    kişiliğinden

    özveride bulunmakta ortaktır.
  • Koyunları otlatmaya çıkan
    uşak ile hizmetçinin öyküsünü bilir misiniz?
    Bunlar koyunları kaybedip dönerler.
    Nasıl oldu bu iş diye sorulduğunda,
    uşak, "kutsal metinler okuyordum" der,
    hizmetçi ise, "kumar oynamaya dalmıştım" der.
    Bu ikisini oyalayan uğraşlar farklıdır ama,
    sonuçta koyunları kaybetmiş olmaları açısından
    aralarında
    fark yoktur.
  • Soylu Bo Yi
    şan ve şeref uğruna
    Shaou Yank dağının eteklerinde can verdi.
    Haydut Zhi
    ise
    mal mülk hırsı yüzünden
    Tong Ling dağının doruğunda öldürüldü.
    Bu iki insanın
    oyalandıkları uğraşlar
    farklıydı, ama sonuçta

    yaşamlarını
    kaybedip
    öz doğalarını
    yaralamış olmaları açısından
    aralarında bir fark yoktu.
    Öyle ise neden
    Bo Yi'yi yüceltip
    Zhi'yi mahkûm etmeli?
  • Göğün altında
    tüm insanlar
    hep bir şeyler uğruna özveride
    bulunuyorlar yaşamlarından.
    Âdet olmuş, eğer biri bunu
    ahlâk ve görev ilkesi uğruna yapmışsa,
    yüceliyor,
    mal mülk hırsıyla yapmışsa

    aşağılanıyor.
    Oysa yaşama
    karşı
    ikisi
    de eşit durumdalar...
  • Ahlâk ve görevi
    öz doğasından
    üstün tutana,
    Zang ve Shi de olsa
    erdemli demem ben.
    Beş tadı ayırt etme hünerini
    öz doğasından üstün tutana,
    Shu Er
    da olsa hünerli demem ben.
    Sesleri ayırt etme duyarlılığını
    öz doğasından üstün tutana,
    Kuang Usta
    da olsa duymada usta demem ben.
    Renkleri ayırt etme duyarlılığını
    öz doğasından üstün tutana,
    Lizhu
    da olsa görmede usta demem ben.
  • Benim erdem dediğim
    ahlâk
    ve görev duygusu değil,
    doğal ve özgürce davranabilme yeteneğidir.
  • Benim duymada duyarlılık dediğim,
    başka şeyleri
    değil,
    kendi benliğini algılama yeteneğidir.
  • Benim görmede duyarlılık dediğim,
    başka şeyleri değil,
    kendi benliğini görebilme yeteneğidir.
  • Kendini göremeyip yalnızca başka şeyleri gören,
    kendine
    sahip olamayıp yalnızca başka şeylere sahip olan,
    kendi malına değil, yabancı mala sahip çıkıyor demektir,
    kendi hedefine değil, yabancı hedeflere erişiyor demektir...
  • Böylesi,
    adı ister
    Haydut Zhi olsun, ister Bo Yi,
    bir sahtekâr ve sapıktır.
  • Tao ve Te'nin huzurunda ben
    böyleleri için
    ancak utanç duyarım!
  • Ahlâk ve görevden de,
    ahlâksızlıkla onları çiğnemekten de
    uzak dururum ben
    !
    (8, 1-5)

Chuang Tzu

Taoculuk Üzerine
Meseller-Diyaloglar
Yol Yayınları
Çeviren: Ömer Tulgan

Ömer Tulgan'a çok teşekkürler...
Derleyen: Ayhan Görür

13 Mart 2008

Dârâ Düşmek ve Fakir Düşmek...Chuang Tzu




Dârâ düşmek ...

Chuang Tzu'nın giysileri kırk yamalı çuval bezindendi. Ayağındaki çarıkları sicimlerle bağlanmıştı derme çatma. Bir gün bu haliyle We hükümdarının huzuruna çıktı. Hükümdar sordu: "Bu ne hal Beyim? Bu kadar mı dârâ düştünüz?"

Chuang Tzu yanıt verdi: "Bu gördüğünüz fakir düşmektir, dârâ düşmek değil! İnsan Tao'ya ve Te'ya erişmiş ve bunları çevresine yayamıyorsa, asıl odur işte dara düşmek. Kötü giysi, yırtık çarık -fakir düşmektir bunlar, dârâ düşmek değil.
Asıl dârâ düşmek, dünyaya yanlış günde gelmiş olmaktır.

Hiç ağaca tırmanan maymunları seyrettiniz mi, Hükümdar hazretleri? Kayın ağacına, çama, meşeye, bey defnesine çıktı mı, ağaçların beyi hükümdarı olur o. En usta okçular bile erişemez ona. Ama çevresinde bodur çalılardan başka şey yoksa korkaklaşır, sağına soluna bakıp titremeye başlar. Kasları, kemikleri zayıflayıp da eklemleri katılaştığından değil, çevresindeki koşullar doğasına ters düştüğünden düşer bu hale. Yeteneklerini kullanamaz olur.

Günümüzde, aklını yitirmiş efendilerin ve kafası karışık vezirlerin yönetiminde yaşayıp da yine de dârâ düşmeyeyim diyen kişi, olmayacak şeyi istiyor demektir. Bedeninden canlı canlı yüreği çıkarılan Bigan örnek olmalı böylelerine! "
64 (20,6)

64
Konfüçyüs
'ün derlediği söylencelere göre, Shang Yin ailesinden sonra hakan olan Zhau çok zalimmiş. Akrabası Bigan Bey bu zulme karşı çıkıp onu uyarmış. Ama Zhau karısının kışkırtmalarına uyup Bigan'ı tutuklamış, yüreğini canlı bedeninden sökerek öldürmüş.

Chuang Tzu
Taoculuk Üzerine
Meseller Diyaloglar

Çeviren: Ömer Tulgan

Yol Yayınları

Derleyen: Ayhan Görür

10 Mart 2008

Başımı Koruyan Melek...Cahit Sıtkı Tarancı



Golden Summer Day

Başımı Koruyan Melek

Aşk ile yaptım bu işi
Elimle seçtiğim dilber
Yârin olmuşu ermişi
Şefkatte anneye değer


Her sabah sağlığım neşem
Her akşam huzurum odur
Değme güzele değişmem
Böyle hanım az bulunur

Karımdır o benim gerçek
Merdivene ışık tutan
Başımı koruyan melek
Cümle kazadan belâdan

(Akpınar, 7 Ekim 1953)

Cahit Sıtkı Tarancı



Derleyen: Ayhan Görür

8 Mart 2008

On Children-Çocuklarımıza Dair...Halil Cibran


Photograph by Onur Görür
İpek Görür, 6 aylık
Artık kendi düşünceleri var!

On Children
You may give them your love
but
not your thoughts.
For they have their own thoughts.

You may house their bodies
but
not their souls,
For their souls their dwellin the house of tomarrow,
which you cannot visit,
not even in your drems.

You may strive to be like them,
but
seek not make them like you.
For life goes not backward
nor tarrieswith yesterday.

Çocuklarınıza Dair
Onlara sevginizi verebilirsiniz
ama
düşüncelerinizi değil.
Çünkü kendi düşünceleri var onların.

Onların bedenlerini barındırabilirsiniz
ama
ruhlarını değil.
Çünkü ruhları geleceğin evinde yaşar;
düşlerinizde bile gidemezsiniz oraya.

Onlar gibi olmaya çabalayabilirsiniz
ama
onları kendinize benzetmeye çalışmayın.
Çünkü geri geri gitmez yaşam,
dün ile oyalanmaz.

Halil Cibran



Derleyen: Ayhan Görür

4 Mart 2008

Çocuklarınız-Your Children...Halil Cibran



Nûrumuz İpek, 4 aylık
Photograph by Ayhan Görür


On Children

Your children
are not your children.

They are
the sons and daughters of Life's longing
for itself.

They come through you
but
not from you,

And though they are with you,
yet they belong not to you.

Çocuklarınıza Dair

Çocuklarınız
sizin çocuklarınız değil.

Onlar
Hayat'ın
kendine duyduğu hasretin
oğulları ve kızları.

Onlar
sizinle gelirler
ama
sizden değil.

Sizinle birlikte olsalar da
size ait değil.

Halil Cibran


Derleyen: Ayhan Görür

2 Mart 2008

All you need is love...BEATLES

Beatles -All you need is love



The Beatles

All You Need
Is Love

Love, love, love
Love, love, love
Love, love, love

There's nothing you can do that can't be done
Nothing you can sing that can't be sung
Nothing you can say but you can learn how to play the game
It's easy

There's nothing you can make that can't me made
No one you can save that can't be saved
Nothing you can do but you can learn how to be you in time
It's easy

All you need is love
All you need is love
All you need is love, love
Love is all you need

Love, love, love
Love, love, love
Love, love, love

All you need is love
All you need is love
All you need is love, love
Love is all you need

There's nothing you can know that isn't known
Nothing you can see that isn't shown
No where you can be that isn't where you're meant to be
It's easy

All you need is love
All you need is love
All you need is love, love
Love is all you need

All you need is love
All you need is love
All you need is love, love
Love is all you need
Love is all you need
That is all you need
That is all you need
That is all you need
That is all you need
İhtiyacın olan tek şey sevgidir
All you need is love
(Türkçe Çeviri)

Sevgi,sevgi,sevgi
Sevgi,sevgi,sevgi
Sevgi,sevgi, sevgi

Yapılamayan şeyi yapamazsın
Söylenemeyen şarkıyı söyleyemezsin
Söyleyebileceğin bir şey yok ama öğrenebilirsin,
oyunu kurallarına göre oynamayı
Kolay

Becerelemeyen şeyi beceremezsin
Kurtarılamayan insanı kurtaramazsın
Yapabileceğin bi şey yok ama öğrenebilirsin,
gerektiğinde kendin olmayı
Kolay

İhtiyacın olan tek şey Sevgi
İhtiyacın olan tek şey
Sevgi,Sevgi,Sevgi, ihtiyacın olan tek şey

Sevgi,sevgi,sevgi
Sevgi,sevgi,sevgi
Sevgi,sevgi,sevgi

İhtiyacın olan tek şey Sevgi, Sevgi,
Sevgi, ihtiyacın olan tek şey

Bilinmeyen şarkıyı bilemezsin
Gösterilmeyen şeyi göremezsin
Olman gerektiği yer değilse, olamazsın orada
Kolay

İhtiyacın olan tek şey Sevgi
İhtiyacın olan tek şey Sevgi, Sevgi,
Sevgi, ihtiyacın olan tek şey

İhtiyacın olan tek şey
Sevgi(Hep beraber)
İhtiyacın olan tek şey Sevgi (Herkes)
İhtiyacın olan tek şey Sevgi, Sevgi,
Sevgi, ihtiyacın olan tek şey

Seni seviyor evet,evet,evet
Seni seviyor evet,evet,evet


Derleyen: Ayhan Görür