14 Aralık 2006

Tanrı vergisi,Halk vergisi...Mevlâna

* * *

* * *

Tanrı vergisiyle Tanrı kudreti, halk vergisinde
olduğu gibi kâbiliyete muhtaç değildir. Çünkü
vergi önsüzdür, kâbiliyet sonradan meydana gelme.
Vermek Tanrı sıfatıdır, kâbiliyet yaratılmışın sıfatı.
Evveli olmayan, sonradan meydana gelen şeye
bağlı değildir. Bağlı olduğu farzedilirse sonradan
meydana gelmenin imkânsız olması lazım gelir.

" "
Bu gönlün ıslâh olmasına çare, insanı halden hale döndüren Tanrı’nın ihsan ve lütfudur. Onun vergisine de kabiliyet şart değildir.
Belki kabiliyete sahip oluşa şart, onun lütuf ve ihsanda bulunmasıdır. Tanrı vergisi içtir, kâbiliyet deri.
Şunu görsene: Musa’nın sopası ejderha olmada, avucu güneş gibi parlamada.
Peygamberlerin, aklımıza fikrimize sığmayan yüzbinlerce mucizeleri, sebeplerden olmamıştır, Tanrı yaratmasıyla olmuştur.Yoklara kâbiliyet nereden geliyor ?
Kâbiliyet, Tanrı işinde şart olsaydı hiçbir yok, varlık alemine gelmezdi.
Arayanlar için bu gök perdenin altında bir âdettir kodu, sebepler ve yollar yarattı.
Olan şeylerin pek çoğu o âdete göre olagelir. Fakat bazı da olur ki kudret, o âdeti yırtar kaldırır.
Hoşluk ve tatlılıkla âdet, yol, yordam kodu ama sonra da o âdeti, o yolu yordamı yırttı, adına mucize dendi.
Sebepsiz olarak bize yücelik gelmez. Gelmez ama kudret , sebebi kaldırmada aciz değildir.
Ey sebebe kapılan, sebepten dışarı uçma. Fakat sebebi yaratanı da abes sanmaya kalkışma.
Sebebi yaratan Tanrı, ne dilerse yapar. Mutlak olan kudret, sebepleri de yırtar, ortadan kaldırır.
Fakat arayan muradına erişsin diye çok defa, yaptığı işleri sebeple yapar, sebeple yaratır.

Sebep olmasa murit, nasıl yol arasın ? Şu halde yolda sebeplerin görünmesi lazımdır.

Bu sebepler, görüşlere perdedir. Çünkü her göz, onun sanatını görmeye lâyık değildir.

Sebepleri yırtacak bir göz gerek ki perdeleri kökünden çekip çıkarsın.
Bu suretle de mekânsızlık yurdunda sebepleri yaratanı görsün, çalışmayı, kazancı ve dükkânı saçma ve beyhude saysın.
Her hayır ve şer, sebebini yaratandan gelir. Babacığım sebep ve vasıtalar,
Bir zamancağız gaflet devri yürüyüp gitsin diye ana yolun üstünde toplanmış

bir hayalden başka bir şey değildir.

Mevlâna Celâleddin Rumî
Mesnevi
V
Veled İzbudak
Sayfa 128, 129, 130
Sunan : Ayhan Görür

Hiç yorum yok: