23 Ekim 2006

Bhagavatgita'dan...Bülent Ecevit

* * *
















* * *

BHAGAVATGİTA

Bhagavatgita ( Tanrı Şarkısı ) ,
büyük Hint Destanı Mahabharata'nın
öykülerinden biridir.
Hint felsefesinin ve sanskrit yazasının
en önemli yapıtlarındandır.
Yaklaşık iki bin yıl önce yazıldığı sanılır.
İki bin beş yüz yıl önce yazıldığını öne süren
uzmanlar da vardır.
Çevrilen bölüm, Tanrı Vişnu 'nun

görüntüsü olan Krişna'nın
savaş öncesinde komutan Prens Arcuna'ya
söylediklerinden derlenmiştir.

yaşayanlara da ölenlere de üzülmez bilge
hiçbirimiz hiçbir zaman yok olmadık
hiçbir zaman da yok olmayacağız

nasıl şu gövdenin içindeki can
çocukluktan gençliğe
gençlikten yaşlılığa geçerse
ölümde de bir başka gövdeye geçer

duyulardan insana
soğuk gelir sıcak gelir
acı gelir tat gelir

bunların hepsi de geçicidir

acıyla tadı bir tutabilen
ikisini de aşabilen ancak
ölümsüzlüğe erebilir

yoktan varolunamaz
olan yok olmaz

çözülmezdir evrenin örgüsü
değişmezi değiştirmeğe
kimsenin gücü yetmez

gövdeler ölür
gövdeleri giyinense ölümsüzdür
ölçülemez biçilemez o
yok edilemez o
ölümsüz ve doğumsuz olan
sonsuz ve başsız ve değişmez olan
ölebilir mi hiç gövde gibi

doğumsuzluğu bilen
ölümsüzlüğü bilen
sonsuzluğu ve değişmezliği bilen
öldürecek gücün olmadığını da bilir kendinde

eskimiş giysilerden soyunduğu gibi gövdenin
gövdeyi giyinen de eskimiş gövdeden soyunur
yeni giysiler gibi yeni gövdeler giyinir o

silâhlar yaralamaz onu
ateş yakmaz onu
yel kurutmaz onu

solmazdır ıslanmazdır o
yanmazdır yaralanmazdır o
değişmezdir tükenmezdir o
heryerdedir o
heptir o herdir o

gözle görülmez
akılla bilinmez
değiştirilmez

doğan için ölüm çaresizdir
ölense yeniden dirilir
olması gerekene üzülünmez

görünmezdir doğumdan önce
tüm varlıklar
ölümle de görünmez olurlar

iki görünmezlik arasındadır ancak
görünürlülük

ölümsüzdür yerleşen
tüm varlıkların gövdesine
ölümlünün ülümüne yas tutulmaz

acıyla tadı
yitimle kazancı
yengiyle yenilgiyi
bir tutarak gir savaşa
o zaman işte günah işlemezsin
kurtulursun bu yolda yürürsen
eylemlerinin köleliğinden
hiçbir adım boşa gitmez bu yolda
hiçbir emek geri tepmez
birkaç adım bile yürümek bu yolda
kurtuluş demektir

düşüncesiyle ereği birdir
bu yolda yürüyenin
ama kararsızların düşüncesi
her yöne dal budak salabilir

aklı ermeyenlerin sözü boldur
onlar kutsal betiklerden de
bir takım sözler bulur
"işte" derler "gerçek" budur

ne bencil isteklerden geçer onlar
ne de cehennem

dualarından bile zevkle kudrettir gözettikleri
dünyaya yine dönmek
yine dönmektir onların kaderi

öylesine bağlanır ki
zevkle kudrete onlar
birliğe yöneltemezler isteklerini

karşıtları aşmalısın
ölümsüslüğ ulaşmalısın
kazançlardan varlıklardan öte
kendine ermelisin kendine

heryeri sular kapladığında
suyla dolu kuyun olmuş ne çıkar
erenlere
tümü görenlere
kutsal yazıların artık ne gereği var

işte olsun gönlün
işin ödülünde değil
ödül gözetme çalşırken
çalışmaktan da durma geri

Tanrı'ya yönel her eyleminde
ödül düşünme
ne yergiye sevin
ne yergiye yerin
ayrımsızlığın erincinde ereceksin özgürlüğe

tutkuyla yapılan işin yoktur değeri
tutkusuz yapacaksın
budur bilgeliğin gereği

bu bilgeliğe erenler
kötülüğün de iyiliğin de üstündedir

Çeviri: Bülent Ecevit
Derleyen: Ayhan Görür

Hiç yorum yok: