3 Nisan 2008

Çirkin Bedende Eksiksiz Doğa...Chuang Tzu




Çirkin Bedende Eksiksiz Doğa

Lu Beyi Ai, Konfüçyüs'e dedi ki:
"We ülkesinde adına Kambur Çalık
derler
çok çirkin bir adam vardı.
Çevresindekiler onu öylesine severdi ki,
hiç ayrılmazlardı.
Bir düzüneden fazla cariyesi vardı da,
yine de onu gören genç kızlar analarına,

  • 'başka birinin nikâhlı karısı olacağıma
    onun cariyesi olayım daha iyi,'

derlerdi.
Oysa değerli bir yanı
olduğunu
bugüne dek ne gören olmuştu,
ne de duyan.

  • Herkesle
    barışık yaşayıp gidiyordu,
    hepsi bu kadar.

Bey değil ki, birini ölümden kurtarsın.
Zengin değil ki, birinin karnını doyursun.
Yine de erkek kadın herkes
onun çevresinde olmak istiyordu.
Her halde olağanüstü bir yanı vardır diye
düşünüp huzuruma çağırttım.
Ben de baktım,
gerçekten korkunç derecede çirkindi.
Bir ay kadar yanımda kaldı,
o kadar çirkin gözükmez oldu gözüme.
Bir yıl geçmedi,
güven duymaya başladım ona.
Başvezirim yoktu o sırada.
Başvezirlik görevini önerdim.
Kararsız ve isteksizdi:
öyle ki, önerimden utandım.
Yine de ısrar edip razı ettim onu
devleti yönetmeye.
Ama çok geçmedi bırakıp gitti beni.
Sevdiğim biri gitmiş gibi üzüldüm.
Ülkeme bakıp da
mutluluğumu paylaşacak
kimsem yok gibi geldi.
Nasıl insandı bu?"



Konfüçyüs dedi ki:
" Bir gün yolumun üstüne
yavrularını emzirdiği sırada
ölmüş bir dişi domuz çıkmıştı.
Yavrular emmeye devam ediyorlardı
analarının memelerini.
Bir süre sonra analarına baktılar
gözlerini kırpıştırarak:
Anaları onlara bakmıyordu artık.
Yabancılaşmıştı
onlara.
Bunun üzerine onu öylece bırakıp gittiler.

  • Analarında sevip bağlandıkları şey
    onun
    bedeni
    değil,
    o bedene can veren
    onu
    yaşatan şeydi.
    Bu yüzdendir ki
    Kambur Çalık
    konuşmasa da
    herkes inanır ona.
    Hiç bir şey yapmasa da
    herkes sever onu.
    Bu yüzdendir ki,
    beyler ülkelerini teslim ederler ona da,
    tek kaygıları,
    ya görevi reddederse korkusu olur.
  • Demek ki
    onun doğası tammış
    ve
    yüreği
    dış görünüşüne

    yansımıyormuş."
"Doğası tam ne demek? "
diye sordu diye sordu Ai Bey.
Konfüçyüs yanıtladı:
"
Doğmak ile ölmek, yaşam ile ölüm,
yengi ile yenilgi, fakirlik ile zenginlik,
şan ve şeref ile utanç ve şerefsizlik,
ödül ile ceza,
sıcak ile soğuk
Gök'ün çarkının dönüşüne göre
olayların akışı içinde
durmadan yer değiştirirler
.

  • Bu yüzden bunlara kafa yorup
    iç huzurunu
    bozmaya değmez.
    Ruhun mekânına
    bunların girmesine
    izin
    vermemek gerek.

  • Her kim ki yüreğinde bu uyumu
    tüm ömrü için peşinen
    duyumsamayı başarır da
    mutluluğunu hiç yitirmezse,
    her kim ki,
    gece olsun gündüz olsun,
    dünyaya hep
    bu bahar yumuşaklığı ile yönelir
    ve
    zamanın akışına göre
    yüreğinde oluşanları da
    aynı yumuşaklıkla kabul ederse,
    işte, onun doğası tam demektir.
    "

" Ya
yüreği dış görünüşe yansımıyor
ne demek?"
Konfüçyüs
dedi ki:
" Hiç bir şey huzur ve
sükûnu
durgun su kadar iyi dile
getiremez.
Onu
örnek almak gerek.

  • Her kim ki içindekini tutar,
    onu dışa taşımazsa,
    onun doğası
    iç uyumu kurmaya yetenekli olur.
    Yüreği dış görünüşe
    yansımayan kişi,
    Doğa'sıyla
    bozulmaz bir uyum içinde kalır.


Chuang Tzu
Taoculuk Üzerine
Meseller-Diyaloglar
Çeviren: Ömer Tulgan
Yol Yayınları

Bu yazıları
ekinimize kazandırdığı için
Yol Yayınları'na,Ömer Tulgan'a
çok teşekkür ederim... (A.G.)

Kadıköy, Caddebostan
Fotograf, Ayhan Görür
Şubat 2008

Hiç yorum yok: