17 Temmuz 2006

Düşüncede saplantı, azgınlık ve Ölçü... Montaigne

*










*
ÖLÇÜ

İnsan elinde ne illet var ki, dokunduğunu değiştiriyor, kendiliğinden iyi ve güzel olan şeyleri bozuyor... İyi olmak arzusu bazan öyle bir tutku oluyor ki, iyi olalım derken kötü oluyoruz. Bazıları der ki, iyinin aşırısı olmaz, çünkü aşırı oldu mu zaten iyi değil demektir. Kelimelerle oynamak diyeceği geliyor insanın buna.

Felsefenin böyle ince oyunları vardır. İnsan iyiyi severken de, doğru bir iş yaparken de pekalâ aşırılığa düşebilir. Tanrı'nın dediği de budur: Gereğinden fazla uslu olmayın, uslu olmanın da bir haddi vardır.

Okunu hedeften öteye atan okçu, okunu kedefe ulaştıramayan okçudan daha başarılı sayılmaz. İnsanın gözü karanlıkta da iyi görmez, fazla ışıkta da. Platon'da Kallikes der ki, felsefenin fazlası zararlıdır. Felsefe bir kerteye kadar iyidir, hoştur; faydalı olduğu kerteyi aşacak kadar derinlere gidersek çileden çıkar, kötüleşiriz; herkesle doğru dürüst konuşmaya, herkes gibi dünyadan zevk almaya düşman oluruz; kimseyi yönetemeyecek, başkalarına da kendimize de hayrımız donunmayacakbir hale geliriz; boş yere şunun bunun sillesini yeriz.

Kallikas doğru söylüyor; çünkü felsefenin fazlası bizim gerçek duygularımızı körleştirir; lüzumsuz inceleme ile bizi tabiatın güzel ve rahat yolundan çıkarır.

(Kitap II, bölüm xxx)

Düşüncede saplantı ve azgınlık en açık ahmaklık belirtisidir. Canlılar arasında eşekten daha kendisinden emin, daha vurdumduymaz, daha içine kapalı, daha ciddi, daha ağır başlı olanı var mıdır?


Montaigne

Denemeler
Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu
Cem Yayınları
Derleyen:Ayhan Görür

Hiç yorum yok: