29 Nisan 2009

Atatürk'e Mektup...Albert Einstein


Mustafa Kemâl ATATÜRK

'Ben, sâdık hizmetkârınız
Prof. Albert Einstein
"Ekselânsları,

  • 'OSE' Dünya Birliği'nin şeref baskanı olarak,
    Almanya'dan 40 profesörle doktorun bilimsel ve
    tıbbi rica ediyorum. Sözü edilen kişiler,
    Almanya'da halen yürürlükte olan yasalar
    nedeniyle mesleklerini icra edememektedirler.
    Çoğu geniş tecrübe, bilgi ve ilmi liyakât sahibi
    bulunan bu kişiler, yeni bir ülkede yaşadıkları
    takdirde son derece faydalı olacaklarını ispat edebilirler.
  • Ekselânslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına
    devam etmeleri için izin vermeniz konusunda başvuruda
    bulundugumuz tecrübe sahibi uzman ve seçkin
    akademisyen olan bu 40 kişi,
    birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçilmişlerdir.
    Bu ilim adamları, bir yıl müddetle,
    hükümetinizin talimatları dogrultusunda
    kurumlarınızın herhangi birinde bir yıl boyunca
    hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu etmektedirler.
  • Bu başvuruya destek vermek maksadıyla,
    hükümetinizin talebi kabul etmesi hâlinde
    sadece yüksek seviyede bir insanî faaliyette
    bulunmuş olmakla kalmayacağı,
    bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği ümidimi
    ifade etme cüretini buluyorum.
Ekselânslarının sâdık hizmetkârı olmaktan şeref duyan,

Prof. Albert Einstein

Türkiye Cumhuriyeti,
değerli profesörleri ülkesine davet etmiş,
üniversitelerin yapılanmasında ve
gelişiminde başarılar sağlamştır.

Derleyen: Ayhan Görür

23 Nisan 2009

Karanlıktan Aydınlığa/Hak Yolunda Bir Savaşçı...Türkân Saylan



KARANLIKTAN AYDINLIĞA
Hak Yolunda Bir Savaşçı


Türkân Saylan

  • Bugün Genel Merkez, benim evim ve çok sayıda şubemiz, suçla bağlantılı olduğuna ilişkin en küçük bir kanıt olmadığı hukukçularımızca ifade edilen bir arama emri ile aranmaktayız. Bir çok yönetim kurulu üyemiz tutuklanıyor.

  • Ben çok hastayım ve hastanede yatıyorum; hafta sonu izinli çıkmıştım. Kan değerlerim çok düşük. Ağır bir kemoterapi alıyorum.

  • Herkesin bildiği gibi ÇYDD hem darbeye hem de şeriata karşıdır. Ülkenin eğitim yoluyla kalkınması için çalışır. Ergenekon vb. oluşumlarla hiçbir ilgisi yoktur, olamaz da.

  • Özetlersek, ÇYDD olarak Türkiyemizde bir hukuk devleti, Atatürk ilkeleri doğrultusunda bir yönetim istiyoruz. Evrensel hukuk kurallarının herkesin beyninde, yüreğinde yer etmesini ve âdil yargılama kurallarının egemenliğini beklemek bir yurttaş olarak hepimizin hakkıdır diye düşünüyoruz. Biz de hakkımızı arayacağız.

Yukarıdaki Mesaj
Can Dostlarımdan Mine Selen'in

iletisinden alınmıştır.

Mücadelenin, umudun ve iradenin simgesi:
Türkân SAYLAN...

"Türkân Saylan koca bir hayat çınarı. Güçlü, iradeli, çalışkan, her şeye vakit bulabilecek kadar da zamanın hâkimi.Yaşama her neyle tutunuyorsa, öyle berrak, öyle özendirici ki...Onun yanında daha bir güvende, daha bir güçlü hissediyor insan kendini. Etrafındakilere umut saçıyor, umutsuzluğun tüm bulaşıcılığına inat. Kanserle mücadelesinde hep bir adım önde: Çünkü ondan da korkmuyor, hayatta hiçbir şeyden korkmadığı gibi. Yaşama bağlılığının mayasını insanlara duyduğu sevgiden, sağlıklarına kavuşturduğu hastalarından, hayata kazandırdığı gençlerden ve eğittiği öğrencilerinden alıyor. Çalışmalarına sıkı sıkıya bağlı. Yaşlılığını üretkenliği ile ölçüyor...

O, yaşarken iz bırakan kadınlardan. Ne profesör unvanını, ne akademik kariyerini umursuyor. Onlar sadece insanlara daha iyi hizmet edebilmek için birer araç. Lider olmak gibi bir derdi yok....Korkuların hayallerini boğmasına izin vermedi. O yüzden hâlâ ayakta ve muhalif..."


(Ali Deniz Uslu/Cumhuriyet Pazar/22 Mart 2009)

Türkân Saylan hakkında Genel Bilgi
Vikipedi, Özgür Ansiklopedi
http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkan_Saylan

Fotoğraf ve Derleyen
Ayhan Görür

13 Nisan 2009

Günün Sözleri...



Boğaziçi, İstanbul
Fotoğraf, Ayhan görür


GÜNÜN SÖZLERİ...

  • Siz, hiç sarrafın bağırdığını duydunuz mu?
  • Kıymetli malı olanlar bağırmaz.
  • Domatesçi, biberci bağırır da kuyumcu bağırmaz.
  • Eskici bağırır, ama antikacı bağırmaz.
  • İnsan bağırırken düşünemez.
  • Düşünemeyenler ise, hep kavga içindedir.
  • Popçular, folkçular boğazlarını patlatana kadar bağırıp duruyor.
    Ama.. Dede Efendi'yi okuyanlar bağırmıyor.
  • İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur.

Can Dostlarımdan
Orham Kılıç'ın Gönderisidir...

Derleyen: Ayhan Görür

12 Nisan 2009

Kerhâne-Meyhâne üzerine...


Harem


Kerhâne ve Meyhâne

  • Bu dünyada dört kardeş varmış.
    Bu kardeşlerin üçü doğru yolu seçmişler
    namazını niyazını orucunu tutup
    Allah için hayırlı işler yapmışlar.
    Diğer bir kardeşleri ise kendini şaraba
    vermiş,
    hergün içip günah defterini rekorlar kitabına doğru
    sokmaya çalışıyormuş.

  • Uzun süre sonra bu dört kardeş ecelleri gelip ölmüşler.
    Kardeşler bir arada toplanıp sorguya çekilmişler.

  • Doğru yolu seçen kardeşlerden ilkine sormuşlar;
    "Allah için dünyada ne yaptın?"
    "Orucumu tuttum namazımı kıldım zekatımı verdim;
    Allaha layık olabilmek için kulluk görevimi
    iyi güzel bi şekilde yapmaya çalıştım.
    "Bunun üzerine sorgucu melekler yolu göstermiş;
    "Tamam o zaman sen al bi hûri çık yukarı cennete."
    Doğru yolu seçen ikinci
    kardeşe gelmiş sorgu sırası.
    "Allah için ne yaptın?"
    "Orucumu tuttum, namazımı kıldım, zekâtımı verdim.
    Allaha lâyık olabilmek için kulluk görevimi
    iyi güzel bi şekilde yapmaya çalıştım"
    diye cevaplamış o da.
    "Sende al bi huri çık yukarı"
    demişler.
    İyi yoldaki üçüncü
    kardeşe de sormuşlar ve
    aynı cevabı almışlar.
    "Hadi bakalım sen de al bi huri çık yukarı" demişler.


  • Son sıradaki şarapçıya sormuşlar:
    "Allah için ne yaptın?"
    "Valla ben bişey yapmadım, ha bire şarap içtim,
    karılarla yattım kalktım, günah işledim."
    "Sen in aşşağıya, doğru cehenneme, yanacaksın."
    "Verin bir şişe şarap, ineyim" demiş bizimki.
    Melekler bozulmuş:"Aşşası
    meyhane mi lan?"
    "Niye? Yukarsı kerhane mi ? *mına koyum...

    Al hûri çık yukarı! Al hûri çık yukarı."


Can Dostlarımızdan
Nazan Clohesy iletisidir...

Derleyen :Ayhan görür